Efendim malumunuz Meral hanım o masadan kalktığında masanın "Kumar masası, Noter masası" olduğunu söyledi.
Sonra da "Kazanamayacak aday" dediği Kemal Bey'in adaylığını kabul ederek masaya tıpış tıpış geri döndü.
Burada tek fark Cumhurbaşkanı yardımcısı sayısı görünürde yediye çıktı.
Bunun dünyada örneği var mı, bilmiyorum.
Cumhurbaşkanı yardımcılığı kontenjanına dahil edilen İmamoğlu ve Yavaş hem belediye başkanlığına devam edeceklermiş hem de Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklarmış.
Bunun da dünyada örneği yok.
Her seferinde liyakattan, hiyerarşiden bahsedenler, daha iş başına gelmeden bütün yasalarımızı çiğneyeceklerini itiraf etmiş oldular.
Bu itiraf olmayacak duadır.
Cumhurbaşkanı yardımcısı bakanların amiridir. İçişleri bakanı da belediye başkanlarının amiridir.
Olası bir millet ittifakı iktidarında; İmamoğlu ve Yavaş, İçişleri bakanının amiri mi olacak yoksa astı mı?
Yoksa; Cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğuna oturunca bakana talimat verip, belediye başkanlığı koltuğuna oturunca talimat verdikleri bakandan talimat mı alacaklar?
Böyle bir komedi olabilir mi?
Daha bitmedi.
Cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğuna oturduklarında bulundukları ilin valisine talimat verip, belediye başkanlığı koltuğuna oturunca talimat verdikleri validen talimat mı alacaklar?
Ya da bir bakan, bunların belediye başkanı oldukları ile geldiğinde belediye başkanı olarak, protokolde yerini alıp bakanı karşılayacaklar mı, yoksa Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak bakanı ayaklarına mı çağıracaklar?
Hiyerarşinin olmadığı bir sistemde sürdürülebilirlik ve başarı nasıl olabilir?
Masanın görünen ortaklarından Kemal bey, Kavala'ya, Demirtaş'a özgürlük istiyorsanız bize katılacaksınız diyor.
İktidara gelirsek kamudan ihraç edilen teröristleri kamudaki görevlerine iade edeceğimi diyor.
HDP ve PKK Öcalan 15 Mayıs'ta özgürleşecek diyor, Fetöcüler açık açık Kemal beye destek verdiklerini beyan ediyor, ama yukarıdaki akıllara ziyan yönetim şeklinin mucidi Meral hanım, Kemal bey ve terör örgütlerinin bu söylemleri karşısında hiç sesi çıkmıyor.
En son PKK'nın sözde üst düzey yöneticisi olan bir kadın; "Millet ittifakı seçimi kazanamaz ise iç savaş çıkarırız" dedi.
Meral hanım buna bile ses çıkarmadı.
Hatta bu konudaki en son yorumu "Bizim masamızda HDP yok" şeklindeydi.
Oysa; asıl Millet İttifakı iktidara gelir ise iç savaş çıkar.
Bunu tehdit için söylemiyorum.
İhraç edilen sözde paşalar, subaylar, emniyet müdürleri tekrar kamuda ki görevlerine iade edilirler ise;şu an görevde olan, polis ve askerler ile birbirlerine kurşun sıkmazlar mı?
Kısa dönemde olsa İçişleri bakanlığı yapan Meral hanım bu tehlikeyi görmüyor mu?
O yüzden Meral hanıma diyorum ki; oturduğunuz masanın; kumar masası veya noter masası olduğunu sizden öğrendik.
Lakin; bizim gördüğümüz bunun çok ötesindedir.
Oturduğunuz o masa; "Terör masasıdır."
Sağlık ve huzurla kalmanız duasıyla...
Facebook Yorum
Yorum Yazın