
Siyaset uzmanı Fethi Baldıran, bir süredir dünya kamuoyunun da ilgiyle izlediği Wagner / Putin çatışmasında son durumu yenivakitgazetesi.com için yazdı. İşte, o makale:
Wagner, Putin’in güvenini kazanmak,
Putin de Wagner’den faydalanmak istiyor
23 Temmuz günü Rusya lideri Vladimir Putin ve Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko buluştular. Görüşme iki müttefik ülkenin önümüzdeki dönemde çok daha sıkı işbirliği içinde bulunacaklarının sinyallerini verdi.
Görüşmede Belarus Devlet Başkanı’nın, Polonya'nın Batı Ukrayna'yı işgal etme planlarını açıklaması dikkat çekti. Aynı zamanda Lukaşenko, Polonyalıların saldırgan bir eylemi durumunda, Belarus ve Rusya’nın Batı Ukrayna nüfusunun “yardımına gidebileceğini” söyledi. Belarus lideri, 24 Haziran'daki isyan girişiminden sonra ülkesinde konuşlanmış olan Wagner'i de bu temelde kullanabileceğini ima etti:
“Belki söylememeliydim ama Wagnerciler bizi zorlamaya başladı. Batıya gitmek istiyorlar. ‘Varşova’ya Rzeszow'a bir gezi yapalım’ dediler.”
Artık Wagner, Aleksandr Lukaşenko için, aynı nükleer silahları Moskova’nın kullandığı gibi Batı'yı korkutmanın bir aracı haline geldi.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Lukaşenko ve Putin, aynı takımın oyuncuları. Birbirlerinden habersiz konuşmaları mümkün değil. Zaten iki gün önce Putin de Polonya'yı üstü kapalı tehdit etmişti:
“Polonya Sovyetler sayesinde, Stalin sayesinde topraklarının batısını kazandı, aslında Alman toprağıydı. Evet, Polonya’nın batısı Stalin’in bir hediyesi. Varşova’daki dostlarımız bunu unuttuysa hatırlatırız.”
İki liderin aynı yöndeki çıkışlarının eşgüdümlü olduğu açık. Dolayısıyla Minsk’in Wagner’i gerekirse bu çerçevede kullanmasına Moskova’nın da karşı olmadığı anlaşılıyor. En azından Moskova'da, Putin dâhil hiçbir yetkilinin buna karşı çıkmadığı görülüyor.
Wagner'in mevcudunun 25 bin kadar, Belarus ordusunun ise 50 bin kadar olduğu biliniyor. Çeşitli kaynaklara göre, Wagner’in 10 bin askeri de hâlihazırda Belarus'ta. Yani Belarus’un güç potansiyeli bir buçuk kat artmış oluyor. Wagner’in savaş tecrübesi malum. Bu tecrübeyi, Belarus ordusuna da aktarmaya başladılar, ortak eğitimler yapıyorlar. Bütün bunlar göz önüne alındığında, Belarus Silahlı Kuvvetleri’nin potansiyeli sadece sayıca değil, etkisi bakımından da artmış olacak.
Kısaca söylemek gerekirse, Wagner ve Yevgeniy Prigojin’in oyunda kaldığı kesin. Ancak Prigojin'in Putin karşısında iade-i itibar kazanması gerekiyor. Bu yüzden Wagner’İn başı, Putin'in Batı'daki düşmanları için tehdit oluşturacak bekçi köpeği rolünü oynamakla kalmayacak, hızlı bir şekilde Putin'e olan sadakatini de kanıtlamaya çalışacak. Bu nedenle Wagner’in daha sert çıkışlar yapmasını ve Moskova’ya yararlılığını her alanda kanıtlamak için elinden geleni ardına koymamasını beklemek gerek. Tabii ki Ukrayna, Suriye ve Afrika ülkeleri dâhil olmak üzere bütün küresel ölçekte...
Meseleye Putin tarafından bakacak olursak… İsyandan sadece birkaç gün sonra Prigojin ve Wagner komutanlarıyla Kremlin’de görüştüğü resmi olarak açıklanmıştı. Açık ki, tecrübeli siyaset ve strateji ustası Vladimir Putin, Prigojin'in enerjisini Rusya ve kendi lehine kullanmak istiyor. Putin, krizi fırsata çevirecek gibi. Putin, isyanın yarattığı olumsuz etkiyi Wagner’i Rusya'nın konumunu güçlendirmek için daha faal çalışmaya zorlayarak giderecek, hatta belki de eskisinden daha güçlü bir şekilde bu badireden çıkmış olacak. Putin’den beklenmedik çözümler gelmesi sürpriz olmayacak.
FETHİ BALDIRAN / MOSKOVA
Yorum Yazın